hadis |
kaynak |
Ali İbnu Ebi Talib (radiyalllahu anh) buyurdular ki: “dünya arkasını dönmüş gidiyor, ahiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikişinin de kendine has evlatları var. Sizler ahiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.” | Rezin tahric etmiştir. Buhari, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (ftikak 4). |
İbnu Ömer (radiyallahu anhuma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhisselatu vesselam) Hicr’a uğradığı zaman: “Nefislerine zulmedenlerin meskenlerine girerken onların maruz kaldığı musibetin size de gelmesi korkusuyla ağlayarak girin!” dedi. Sonra başını (ridasıyla) örtüp yürüyüşünü hızlandırdı ve vadiyi geçinceye kadar bu hal üzere devam etti.” | Buhari, Enbiya 7, Mesacid 53, Megazi 80, Tefsir, Hicr 2; Müslim, Zuhd 38-40, (2980). |
Buhari ve Müslim’de yine İbnu Ömer anlatıyor: “Halk, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Hicr’a Semud kavminin yurduna inince, kuyularından su aldılar ve onunla hamurları develere yem yapmalarını emretti. Ayrıca, Hz. Salih’in devesinin su içtiği kuyudan su almalarını emretti.” | Buhari, Enbiya 17; Müslim, Zuhd 40, (2981). |
Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatayor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: “Ey Enes, dedi, İnsanlar yurtlar ediniyor. Bu yurtlardan biri Basra ve Busayra diye tesmiye edilmektedir. Eğer sen oraya uğrar veya ona girersen, oranın çorak (tuzlu) arazisinden, gemilerin yanastığı limanından, çarsısından, umerasının kapılarından sakınasın! Sana oranın Güneşe açık yerlerini (dağları) tavsiye ederim. Zira orada hasf (yere batma), kazf ve zelzele olacak. Bir kavim de normal şekilde akşama erdiği halde, sabaha maymun ve hınzırlar olarak çıkacak.” | Ebu Davud, Melahim 10, (4307). |
İmam Malik’e ulaştığına göre, Hz. Ömer (radiyallahu anh) Irak’a çıkmak istemişti. Kà’bu’l-Ahbar kendisine dedi ki: “Ey mü’minlerin emiri! çıkma, zira sihrin -veya şerrin- onda dokuzu oradadır. Cinlerin fasıkları da oradadır. Devasız hastalık da oradadır.” (Malik der ki): “Bununla dini helakı kasteder.” | Muvatta, Isti’zan 30, (2, 975); Imam Malik, bunu belag (senetsiz) olarak rivayet etmiştir. |